Büyüklenmecilik, Narsistik kişilik yapısının en belirgin özelliğidir. Narsistik kişilik yapısına sahip bireyler kendilerini diğer insanlardan daha üstün, önemli ve farklı biri olarak görürler. Başkalarının kendilerine hayran olmasını beklerler.
Kendi kendilerine hayrandırlar. Bu bireyler kendilerini varolandan daha başarılı, daha yetenekli, daha başarılı, daha sağlıklı, daha güzel, daha zeki olarak değerlendirirler. Büyüklenme düşüncelerine gerçek yaşamda karşılık bulamazlarsa, ya da rencide edici durumlar yaşadıklarında, bunu hayallerinde gerçekleştirmeye çalışır. Rencide edici durumlarla karşılaşanlar ise aşırı öfkeli olabilirler ya da içe çekilme ve sosyal ortamlara girme konusunda zorluk yaşamaya başlayabilirler. Herkesten farklı ve özel oldukları hayalleri kurarlar. En güzel / en yakışıklı, en başarılı, en zeki, en önemli insan olduklarını düşünürler.
Kendilerinde her şeyi hak görürler. Kendilerini herkesten üstün olarak görmeleri nedeniyle; diğer insanlarla ilişkilerinde herkese göre kendilerine farklı, özel biri olarak davranılması beklentisi içindedirler. Kendilerine herhangi bir insanmış gibi davranılmasından çok rahatsızlık duyarlar. Sahip oldukları bazı kişisel özellikler nedeniyle hak ettiklerine inandıkları özel ilgiyi görmek isterler. Her şeyi kendilerine hak görme eğilimleri vardır. Çevrelerindeki her şeyin kendileri için var olduğunu düşünürler. Çevredeki tüm nesnelerin kendilerinin bir parçası gibi hissetme eğilimdedirler. Çok sayıda insanla ilişkisi var gibi görünse de bunlar yüzeysel ilişkilerdir. Başkalarına sürekli bağlanamazlar, başkalarının isteklerini, gereksinimlerini anlamayan, eşduyum yapmayan narsisistik, başkalarının özgülerine gereksinim duyar. Başkalarını küçümsediği ve onlara güvenmediği için grup etkinliklerine gerçek anlamda katılamaz. Başkalarının bilgisini kendine mal etme konusunda çok ustadırlar; hiçbir rahatsızlık duymadan, elde edilen bir başarıda başkalarının rolünü hiçe sayarlar. Başkalarının haklarına aldırmazlar. Her türlü ilişkiyi, her türlü insanı, ellerindeki her türlü gücü kendi çıkarı için kullanabilirler.
Narsisistik kişilik yapısına sahip kişiler için güce sahip olmak çok önemlidir. Bu nedenle sosyal hayatta ve iş hayatında yükselmek için çaba gösterir ve başarılı olabilirler. Kıskanç çok belirgin bir özelliktir. En çok yaşadıkları duygular arasında kıskançlık ve haset vardır. Diğer insanların başarıları, üstünlükleri, güzellikleri, başarıları mutlulukları ve sahip olduğu özellikleri, eşyaları, meziyetleri kıskanırlar. Sahip olmak istedikleri şeylerin başkalarında olup da kendilerinde olmamasına katlanamazlar.
Kırılganlık da narsistik kişilik özelliğine sahip insanların yaşadığı bir özelliktir. Eleştirilmeye karşı çok duyarlıdırlar. Dış odaklı olarak kendilerine şekil verirler. Beğenilmek ve onay, takdir almak çok önemlidir. Başkalarının kendisi hakkındaki düşünceleri onlar için çok önemlidir. Sürekli olumlu değerlendirilme beklentisi içindedirler. Sürekli olarak olumlu taraflarının vurgulanmasını beklerler. Olumsuzlukları konuşmak istemezler. Kendilerine dair olumsuz özelliklerini kabullenemezler. Olumsuzluk anlatılıyor olmasından dolayı tepkisel davranabilirler. En ufak olumsuz değerlendirme, onlarda büyük bir hayal kırıklığı yaratır. Kırılganlıklarının büyüklük duygularına olan güven duygusu zayıflığından kaynaklandığını göremezler. Kırgınlıklarına sürekli başkalarını suçlama ve değerinin anlaşılmadığı duygusu eşlik eder. Bu kişiler kendilerinde derinlerde var olan değersizlik duygusunu hissetmezler ya da kabullenmezler.Bu kişilerin insanlarla ilişkileri, iki kişinin birbirinin gereksinimlerini karşılıklı olarak anlayan ve karşılayan bir ilişki değil, büyüklüklerini onaylamak için diğerinin var olduğu bir ilişkidir. Yani bir çeşit istismar söz konusudur. Nitekim; gereksinim ortadan kalkarsa ya da aynı gereksinimi karşılayan bir başkası olduğunda veya karşıdakinin gereksinimini karşılayamadığı durumlarda, narsisistikler o kişilerle ilişkilerini bitirir.
Narsisistik kişilik yapısındaki bireyler, üstünlüklerinin sürekli olarak dışarıdakiler tarafından onaylanması ihtiyacı ve beklentisi içinde davranır. Diğer insanlarla ilişkileri de bu ihtiyaç ve beklenti üzerine kuruludur. Başkalarının değerlendirmelerine karşı çok duyarlıdırlar, başkaları tarafından olumsuz değerlendirilmeye katlanamazlar. Diğer insanlar, bu beklentilerini karşıladıkları sürece ilişkilerini sürdürürler. Bu ihtiyaçlarını karşılamak için bu insanları bir şekilde kullanmış olurlar. Gereksinimlerini karşılayan bu insanların gereksinimleri, duyguları, istekleri onlar için önemli değildir. Başkalarını sevebilme ve başkalarına eşduyum yapabilme, yani kendini başkalarının yerine koyarak onları anlamaya çalışma yetenekleri yoktur. Bu nedenle başkalarının yaşadığı duyguları anlayamazlar.