Yeme bozuklukları kendini, yemek yeme davranışındaki şiddetli bozulmalarla gösterir. Yeme bozukluğu olan kişiler, kilolu oldukları düşüncesi ya da kilo alma endişesi ile kendilerini sağlıksız biçimde aç bırakır ya da yemeyi olabildiğince aza indirirler. Bu kişiler vücut kitle indeksine göre normalin altında kiloda olmalarına rağmen(anoreksiya)* bedenlerini kilolu olarak algılar ve olabilecek en düşük kiloya ulaşıncaya kadar sağlıksız diyet alışkanlıklarını sürdürürler. Bazı tip yeme bozukluklarında ise (bulimia)* çok kısa sürede, normal bir insanın yiyebileceğinden çok daha fazla yiyeceği, tıkınırcasına yeme ve sonrasında bunu telafi etmek amacı ile saatlerce spor yapma, laktasif kullanma ya da kusma yolu ile besinleri dışarı atma görülmektedir.
Yeme bozuklukları tedavi edilmediği takdirde kişinin sağlığını önemli derecede etkiler noktaya gelmektedir. Hatta hastaların hayati organları, bozuk yemek yeme davranışları nedeniyle iflas etmekte ve kişinin hayatı tehlikeye girmektedir.
Yeme bozukluğu olan hastalar eğer olabildiğince erken yardım arayışına girmezlerse problem şiddetlenmekte ve tedavi de zorlaşmaktadır. Tedavisi geciken hastaların büyük bir çoğunluğu aşırı kilo kaybı ve bedensel hasarlar nedeniyle bir süre hastanede tedavi görmekte ve eş zamanlı olarak psikoterapilere katılmaktadırlar. Ancak tedavi sonunda eski sağlıklarına kavuşmaları mümkündür. Bu açıdan hastanın, hasta olduğunu kabul etmesi ve tedavi olmak istemesi büyük önem taşımaktadır.